27 Eylül 2015 Pazar

Kolkola dokuma

Persembe - Cuma günlerini  -büyük balkon aksiyonunu saymazsak, ki bes yilin balkon temizligiydi, sayalim bence- bu isle gecirdim. Dokuma teknikleri dersine calisiyorum :) Introduction to Weaving - 101 :) Cocugu okuldayken, felsefeden dokumaya, botanikten quantum fizigine  kendi ögreneceklerini kendi kendine ögrenen "okulsuz egitim annesi"yim :) 

Malzeme konusunda destek yine oglanin ögretmenlerinden. Bu dokuma cercevesi setini anaokulunda dokuma islerine el attiklari sira, ögretmen tavsiyesiyle almistik. Oglanin ögretmenleri olmasa benim elisi proceleri arac gerec acisindan öksüz kalirdi, halim nice olurdu :)


Cercevenin iki kenarina takilan metal cubuklar bi harika. Dokuma isinin kenarlardan ortaya dogru büzülmesini önlüyorlar. Iste bu islere iptidai kosullarda baslamanin iyi yani bu. Sonra her teknik gelisme asamasinda "aa, bu bi  harika!" deyip seviniyorsun :) Esere, eser denirse tabii, "Hindiba'nin dokuma ying-yang'i" adini verdim. Her rengin arasina baska renkli parca, desen katmaca teknigini denemek istemistim cünkü.


Yalniz bu boslugu sevmedim. Bu bosluk beni cok düsündürdü, bana cok ders oldu. Sunu düsündüm: Herkes sirtini ötekine dönüp kendi yoluna gidince olmuyor. O zaman iste böyle arada bir bosluk doguyor. Fizik kanunlari geregi her bosluk dolmak egilimindedir. Sonra o boslugu neyin veya kimin dolduracagini Allah bilir. Sonuc hic hosuna gitmeyebilir. O yüzden dönüp kendi yoluna gidecek bile olsan, önce "öteki"nin koluna bir kolunu atmadan, kolkola girmeden gitmemeli. Sonucta "öteki" kardesindir, komsundur, "your next"tir. Daima. Bu hatayi ikinci ücgende tekrarlamadim. Sonucta pembeyle, onun  icindeki beyaz ücgen arasinda böyle bir bosluk olusmadi bu yüzden.  



Fakat yine de dokumacilik zor ismis. Özellikle bitirip cerceveden cikardiktan sonraki kismi beni asti. Yok, yapamadim. Asagidaki fotograftan sonra isler sarpa sardi. O temel ipleri (cözgü iplikleri) püskül yapmayi sevmedigimi söylemistim. Onlar  arkaya edeplice nasil gizlenecek, biten dikdörtgenle ne yapilacak diye debelenirken bütün isi bozdum. Bu asamada tüm dokumacilara saygi, selam gönderdim. Hepsi büyük isler kotaran ustalar. Cin mali tisörte bile saygim artti. Benim daha kirk bilmem kac firin ekmek yemem gerek. Bu acidan cok verimli bir denemeydi :)


4 yorum:

paNDuf dedi ki...

Dip not olarak belirtmek gerekirse. Tsirtler yuvarlak örme tekniği ile üretiliyor. :) Dokuma değil :) aslında şiş ile kazak örme gibi ama şişler (iğneler) ve iplerin çooook ince olduğunu düşün.

hindiba dedi ki...

tisörtün üretildigi kumaslar dokunmuyor mu panduf? dur dur, bir kac yasa birden girecegim!

paNDuf dedi ki...

hayır dokunmuyor. Örülüyor. cok dikkatli incelersen birbirini kesen atkı ve çözgü ipleri yok tshirt kumaşlarında ilmekler var aynen kazaklarda oldugu gibi. Makinasıda çok enteresandır. Yuvarlak örme makınası dıye bır googla bak bak. boru gibi cıkıyor penye kumaş. sonra kesilip duz olarak sarılıyor.
İyi ki doğduuuun evreeen.

hindiba dedi ki...

Himm, düsününce evet, aynen senin dedigin gibi, düz örgü deseni var penye kumaslarda. Mini mikron olarak. Sagol, ben bu gidisle az vakitte yaslanirim yalniz :)