11 Eylül 2015 Cuma

İhtiyaç sahibi

SDZ aklima takilan soruyu sormus. der Freitag "Alman tren istasyonlarindaki aciklamasi güc Euphorie"den bahsetmis. Yerel gazete mülteci cocuklarina bisküvi ve pelüs hayvan armagan etmek icin spontan olarak gecici konaklama merkezlerinin kapisina dayanan sehirdaslarimdan bahsediyor. Bu cocuklarin artik bir noktadan sonra o bisküvi ve pelüs hayvanlari sirf verenler mutlu olsun diye almaya basladigini hissediyorum. 

Cagdas insanin caresizligini bi kez daha anladim. Her cagin insaninin bir caresizligi var, bu da bizimki. Televizyon, gazete, internet, sosyal medya. Yolda aylak aylak yürürken telefondan sokaga Nuh tufani gibi tasan haberler. Cogunlukla felaket, savas ve terörizm haberleri. Tüm detaylariyla. Sahilde uyurmus gibi yatan cocuk dahil. Bütün bunlari görmek, herseyden haberi olmak ve hic bir sey yapamamak. Hicbir sey yapamamak. Iste bizim caresizligimiz. Temsili demokrasi adinda kitaplardan okundugunda kulaga harika gelen bir sey icat ettik. Iktidarimizi temsilcilere teslim ettik. Bilgi cagi diye harika bir caga gözü kapali daldik. "Kararlari sen ver, herseyi ben bileyim" dedik. Sonunda bizi temsil edenlerin yaptiklarini sürekli izlemek zorunda birakildigimiz bir lanete ugradik. Kacis yok, basini cevirmek mümkün degil. Bütün olup bitenlerse, degistirmek veya düzeltmek icin elimizin kolumuzun ulasamayacagi kadar uzakta. 

Iste o yüzden felaketi yasayanlar yasadigimiz kentin tren istasyonunda belirince mutluluktan ne yapacagimizi bilemiyoruz. Simdi artik bir seyler yapabiliriz. Simdi artik oradan oraya kosturabiliriz. Simdi artik yataga "değdi" dedirten tatli bir yorgunlukla girebiliriz. Simdi artik yasadigi toplumun gidisatinda söz sahibi ve dilediginde her bilgiye erisebilir bireyler olarak demokrasi ve bilgi caginin tadini cikarabiliriz. Simdi artik lanet perdesini biraz araladigimiz hissine kapilabiliriz. Simdi artik insan oldugumuzu yeniden hissedebiliriz. Simdi.     

Kimin kime ihtiyaci var?

Hiç yorum yok: