Bazı şeyler var ki, benim bunlarin hepsinin tek bir günde oldugunu animsamaya ihtiyacim var. Bu kadar cok güzel sey tek bir günde... diye düsünmeye ihtiyacim var. Daha sonra... Herhangi bir günde... Örnegin kış ortasinda... örnegin hava cok soguk ve cok gri iken... Cok ters bütün seyler ayni gün olmusken ve kirk carsamba bir pabuca sigmisken (öyle miydi o?) Adı 'bütün bunlar bir günde oldu sevgili günlükcüm' olan bir yaziya ihtiyacim var benim sevgili günlükcüm. Adi 'her şey bugün oldu/olur' (Alles geschieht heute / Everything happens today) olan bir kitap var, biliyor musun? "Gercek bir kuyudur, derindir, dipsizdir" diyen bir adam yazdi. Ben hala okumadim. Orada, kütüphanenin bir rafinda...duruyor. Dur bakalim, onu da okuyacagim. Bir gün. Ama asil konu bu degil. Ya da tam olarak bu. Yani demem o ki, her sey bugün oluyor, bütün bu güzel seyler. Farkinda misin günlükcüm?
12 yil sonra bir Agustos günü ben yine bir cayir turnagagasina rastliyorum. Her Agustos oldugu gibi. Ne olaganüstü degil mi?
Bu ates böcekleri, annesi, babasi , genci yaslisi, dedesi bebesi yine bir ihlamur agacinda toplasiyorlar. Ne tuhaf degil mi?
O ihlamur agacinin bazi meyvesi ve bazi yapragi "artik geç yaz, artik sicak cok" deyip kendini birakmis yere, orada onlarin toprak olmaya dönüstügü yerde betondan bu sinir otu cikmis. Hiç adı gibi degil (Zaten adı da o demek degil). Ne kadar cool, ne kadar calm..
Ne kadar sakin degil mi?
Evet, Agustos'un yarisi sonbahar oldugu icin, simdi artik orada burada mantarlar cikmaya basladi yine karsimiza.
Ne kadar kamufle, ne kadar pıtrak, degil mi?
Bazen yürüdügümüz yollar ne kadar gölge, ne kadar günes degil mi? Dondurmacinin tatile cikmasi gerçi bize kötü oldu ama bi memleketini görüp gelecek,
onun icin ne güzel degil mi?
Ihlamur agacinin bağrında büyümeye kalkışan şu porsuk agacı gözümüze ne saşkın degil mi? Belki de o bizi saşırtır, ıhlamur göçer, yol göçer, biz zaten göçeriz, o yüz yaşına basar.
Bazen ne kadar şaşkınız, değil mi?
Arnavut kaldırımında karşımıza çıkan 'Çiçeğinden (gülünden?) sen sorumlusun' ne kadar da tanıdık değil mi?
'Lütfen... bana bir koyun çiz' diyen arnavut kaldırımı....
... ve 'Evcilleştirmek ne demektir?' diye soran arnavut kaldırımları ne hoş ve onları gölgeleyen ve onların ne olduğunu bilen İtalyan gezi rehberim ne birlikte gezilesi, değil mi?
Kütüphanede ona bulduğumuz kitaplar ve kitapçıda bana bulamadığımız 'Der Analog' varlıkları ve yokluklarıyla nasıl da yüreklerimizi pir pir ettiriyor degil mi?
Sonunda
En sonunda
hep eve dönmek ne güzel degil mi?
Evde yeni fikirler olmasi...
kimisi parlak
ve pembe
ve uzaklara gitmeli...
Kimisi soluk
ve sütlü kahve
(ve ip yetecek mi?)
ve evde kalmali
Ve bu günes
ve bu gölge
ve bu patlican ve bu pilav
ve bu karamelli bonbon agzimda
ve bu bazen karamelli bonbon gibi olabilen dünya cebimde...
ne güzel
degil mi?
5 yorum:
Öperim bunları yazan ellerinden❤
söyleyene degil, söyletene bakalim... :)
Hem de ne güzel :)
Ah iste güzel bakmasini bilenler dernegi eş baskani da geldi (ben kurdum, simdi kurdum Handancim :))
:D
Yorum Gönder