30 Ağustos 2015 Pazar

Yaşayanı daha da yaşam dolu kılmak


Das Lebende lebendiger werden lassen
Hans-Peter Dürr, oekom, 2011

Daha önce Hans-Peter Dürr'ün Warum es ums Ganze geht adli kitabini okumustum. Aklim basimdan ucmustu. Hans-Peter Dürr, Quantum Fizigi denince akla ilk gelen bilim adamlarindan Heisenberg'in ögrencisi. Heisenberg kendi adini verdigi "belirsizlik ilkesi"yle ünlü: Bir parcacigin momentumu ve konumunu ayni anda tam olarak bilmemiz mümkün degildir. Ya momentumunu tam olarak hesaplayabiliriz ama konumunu ancak yaklasik olarak bilebiliriz, ya da tersi. Karisik mi? Önemli degil, Dürr'ün quantum fiziginden cikardigi sonuclari dinlemeli bir de: Maddenin en kücük yapi tasini bulmak icin yapilan bilimsel calismalarin vardigi son noktada elimizde bize maddeyi animsatan hicbir sey kalmiyor. Maddenin temel yapi tasi madde degil: Iliski, sekil (gestalt), bilgi (information). Bize daima maddenin temel oldugu, seklin onun ikincil yani, özelligi oldugu söylenmisti. Öyle degil, tam tersi. Birincil olan sekil, madde ise onun ikincil yani, özelligi. Daha üst boyutlarda her sey bizim icinde bulundugumuz "üc boyut+zaman"da farkedemedigimiz sekilde bir iliskiler agi icinde birbiriyle bagli. 

Dürr Warum es ums Ganze geht (2009) de bu cercevenin icini uzun uzadiya dolduruyordu. Oldukca ilginc seyler söylüyordu. O yüzden baska kitaplari da oldugunu ögrenince okumak istemistim. Geist, Kosmos und Physik (2010) i de okumustum ayni sebeple. Bir tür diyalogdu o kitap ve o da fena degildi.

Das Lebende lebendiger werden lassen'da Dürr, bu iki kitaptaki görüslerini tekrarliyor diyebiliriz. Formati biraz degisik. Giriste bakis acisini, kapitalizm, küresellesme ve cevre sorunlarindan kaynaklanan krizi yeni bir düsünce tarziyla asmak olarak ortaya koyuyor. Birinci bölümde quantum fiziginden cikardigi sonuclari tekrarliyor. Ikinci bölümde ise bir "kriz sözlügü" ortaya koyuyor: A - Atomkraft -Atom enerjisinden, Z-Zukunft-Gelecek maddesine kadar. Dolayisiyla birazcik hayal kirikligi oldugunu belirtebilirim. Ya Warum es ums Ganze geht 'i okumali insan, ya da Das Lebende lebendiger werden lassen'i... Sahsi fikrimce ikisini birden okumaya cok da gerek yok. Bilimin islevi ve görevinden, farkli olani tolere etmekten de öte mutlaka saygiyla korumamiz gerektigi, maddenin dogasindan, barisin önemine kadar iki kitabin örtüsmedigi hic bir önemli nokta yok diyebilirim. 

Beni en etkileyen kismi kitabin adi oldu. "Diri / canli olani daha da yasam dolu kilmak"  gibi cevrilebilir sanirim. Hans-Peter Dürr doksanli yillarda Ingilizce "sustainability" terimine Almanca karsilik arayan ekipteymis. Ekip sonunda orman mühendislerinin kullandigi "Nachhaltigkeit" teriminin bu amacla da kullanilabileceginde karar kildiysa da, Dürr kisisel olarak bu Almanca sözcügü "sustainability" karsiligi olarak hic bir zaman tam benimseyemedigini itiraf ediyor. Daha sonraki yillarda okudugu kisa bir metin, kafasinda "yaşayanı daha da yaşam dolu kılmak" deyişini canlandırmış ve "sustainability" kavramini tam olarak karsilayanin bu olduguna karar vermis. Evet, ekolojik metinlerde kullanilacak gibi degil. Ama ben de cok begendim. Hatta cok etkilendim. Parti tüzügü sadece bu cümle olan partiye oy verebilirdim. Tek söyledigi bu olan "izm"in pesinden gidebilirdim. Mantrasi bu cümleden olusan dine tabi olabilirdim. Yasam dolu olani daha da yasam dolu kilmak icin mücadele edelim. Baska bir seye gerek yok. Ciddiyim. Bazi kitaplara adlari yeter. Ciddiyim. Ama "yasam"i, diri olmayi, canliligi, bi zahmet yeniden tanimlayalim. Terminatör agziyla konussam da ciddiyim. 
    
Türkce'de yazari Hans-Peter Dürr olan bir kac ceviri kitap varsa da, o kitaplar bu Hans-Peter Dürr'ün degil, etnolog ve kültür tarihcisi bir adasinin. Karisiklik olmasin, ciddiyim.

Hiç yorum yok: