1 Aralık 2025 Pazartesi

Ölü Kelebeklerin Dansı




Bir Hüsnü Arkan kitabı okumak istiyordum. Mümkünse ilk kitabından başlamak istiyordum. Ölü Kelebeklerin Dansı'nı sadece bu yüzden seçmiştim, hakkında hiç bir yorum okumamıştım ve içeriği hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Şu ilk satırlar beklediğim her şeyden çok farklıydı:
"Bugün ölümümün on altıncı günü. 26 Nisan 2018. Ölümümün on altıncı gününde anılarımı yazmaya karar verdim ben."

Dün akşam başladım. Gece uyku tutmadı, okumaya devam ettim. Sabah bitirdim. Uykusuzluğun böyle avantajları var. Yoksa hiç de bir günde okuyup bitirmeyi hedeflememiştim. 

Beklemediğim cümlelerle başlıyordu, hiç beklemediğim bir coğrafyada geçiyordu, hiç beklemediğim bir konusu vardı, ilk kez 1998'de yayımlandığını göz önüne alırsak, hiç beklemediğim bir öngörü içeriyordu, sonu da hiç beklemediğim gibiydi. 

Özetle, hiç beklenmedik bir kitap ama pozitif anlamda...

Başlangıcı Kafkavari, nedense bana biraz da Saramago'nun "Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş"unu anımsattı. Fakat gereksiz beklentiler yaratmak istemem. Aslında ne birine, ne diğerine benziyor.

İlk bölümlerdeki absürtlüğü bir kez aşmayı başardıktan sonra, kısa, ilginç, akıcı ve neredeyse eğlenceli bir anlatı.


Hiç yorum yok: