11 Kasım 2015 Çarşamba

Meditasyon ve beyin




Meditation und Gehirn
Dr. Heinz Hilbrecht

Schattauer, 2010

Uzun zaman önce yarim birakip ancak geri dönebildigim bir seri kitaptan birisi bu.
Yazar tip doktoru degil, doga bilimcisi. 30 yildir meditasyon yapiyormus. Hem kisisel deneyimlerini anlatiyor, hem de bilimsel arastirmalarin isiginda meditasyonu anlamamiza yardimci oluyor. Kitabin amaci zaten meditasyon hakkinda eski dogu bilgelik geleneklerinde söylenmis seylerle, bugünkü bilimsel arastirmalari karsilastirmak.

Önce meditasyonun tarihcesiyle giriyor konuya Hilbrecht. Budizm ve Taoizm'den önce de doguda derinlikli bir zihinsel egzersiz gelenegi oldugunu ögreniyoruz. Dahasi Eski Yunanlilar'da ve Germen ve Keltler'de de bugünkü anlayisa paralel meditasyon benzeri uygulamalar varmis. Yunanlilardaki meditasyonun Büyük Iskender dönemindeki bilinen ilk Yunan-Hint (Bati-Dogu) bulusmasindan da önceye gittigini söylüyor. Hristiyanlik'ta iki türlü  "meditasyon" var: Meditasyon (: Bir konuda yogunlasan derinlikli düsünme) ve Contemplation. Bugünkü anlamiyla meditasyon aslinda Hristiyan gelenekte Contemplation :) 19 yy.da Bati ve özel olarak Hristiyan mistik bakisin Contemplation'u Dogu meditasyonu ile tanisiyor. Örneklerini Rudolf Steiner ve Hermen Hesse'de görmek mümkün.

Ikinci bölümde beynin biyolojik gelisimi üzerine bilgiler veriliyor.Genc beyin ve yasli beyin üzerine söyledikleri bugün kabul ettiklerimizden farkli ve ilginc.

Ücüncü bölümde eski budist kayanklara göre meditasyonun 9 seviyesi aciklaniyor. Bu ilginc; meditasyonun zihin ötesi bir yani olmasina ragmen epey "zihni", analitik bir tarifiyle karsilastigima sasirdigimi söyleyebilirim. Burada (aslinda kitabin genelinde de) kendimizi yüzme bilmeden yüzme üzerine yazilmis bir kitabi okur gibi hissediyoruz. Üstelik kitabi okuyarak yüzme ögrenme olasiligi da yok, suya girip hareket etmeden yüzme ögrenemeyiz :)

Dördüncü bölümde Hilbrecht bir önceki bölümdeki bazi kavramlar, deneyimler ve onlarin bilimsel acidan aciklanmasina daha cok yer ayiriyor. Sözsel düsünce, "Bilincdisi düsünce" , ayna nöronlar, theory of mind, "ücüncü göz" (Bkz. Dipnot),"büyük bosluk", özgür irade bunlardan bir kismi. Oldukca bilgilendirici. Bunca zamandir o veya bu kitapta "Theory of Mind" konusuna rastlarim, Sally'nin misketinden bir adim öteye gidenini görmedim diyebilirim. Bu kitap gidiyor.

Besinci bölümde eskilerin deneyimle tanimlayip kayit altina aldigi kimi fenomenlere bilimsel aciklama getiriyor. Önsezi, gelecegi görme, ice dogma, altinci his, beyin okuma,  "Chi" (qi), Kundalini, ölüme yakin deneyimler, beden disi deneyimler gibi. Son ikisini ileri meditasyon asamalarinda kendisi de deneyimlemis, "sahadan" bildiriyor :) Buradaki aciklamalar da epey bilgilendirici ve akla yakin.

Altinci bölüm dikkatsizce ve yanlis meditasyon uygulamalarinin sebep olabilecegi sorunlar üzerine. Meditasyonu, önyargilara sebep olan yanlis bilgi ve uygulamalardan temize cikariyor diyelim :)

Yedinci bölüm meditasyonun saglik üzerinde arastirmalarla kanitlanmis yararlari üzerine.

Sekizinci bölüm meditasyonun uygulamasi üzerine. Tüm bu anlatilanlar üzerine yazardan bi meditasyon tarifi olmasi gerekirdi diye düsünmüstüm, bu bölüm iste tam da bunu yapiyor. Taoismus kaynakli ve 2000 yildir denenmis bir usulün tarifini yapiyor.

Dokuzuncu ve son bölüm meditasyon yapanin nasil beslenmesi ve beynini nasil beslemesi gerektigine dair.

Oldukca kapsamli ve bilgilendirici bir kitap. Meditasyon üzerine adinin vadettiginden da fazlasini sunuyor. Üstelik eski kaynaklarin ne söyledigini de aktariyor, üstelik modern bilimin ne dedigini de söylüyor, üstelik kendi kisisel deneyimlerini de paylasiyor. Spekülasyon yok; akla hitap etmeyen bi tarafi yok; asiri mistik, spiritüel laflar yok. Insana beynini ve kendini sevdiriyor :) Daha ne olsun?

(Dipnot: Kapak fotografi uzun zaman meditasyon yapanlarin beyninde etkinlestigi tespit edilen , orbitofrontal kortex üzerindeki bir noktayi isaret ediyor. Sözkonusu bölge dogu geleneginde "Ücüncü göz" diye bilinen noktayla ayni yerdeymis.)

Hiç yorum yok: