6 Ekim 2015 Salı

Perdede yeni renk trendleri


We share the same biology, 
regardless of ideology

Son ikibin yilin en cok tartisilan cümlelerinden biridir herhalde: "Düsmaninizi sevin."
Kulaga biraz oksimoron gelmiyor mu? "Ha, anladim, evet" deyip gecilecek cümlelerden degil.

Haber bültenlerini arada bir bu cümleyi anlayisimi kontrol etmek icin kullanirim. Cümleyi olayin üzerine yatiririm. Bi alttan bakarim, bi üstten bakarim. Bakalim simdi anlayabiliyor muyum diye sorarim kendime. Bakalim simdi cümleyi haberin camuruna, cirkefine  ve kanina bulayip somutlastirdigimda hala parlamaya devam ettigini düsünüyor muyum?  Anlamak da degil, icimde hissedebiliyor muyum hala?

Son zamanlarda anlar ve hisseder gibi oldugumu saniyorum.
Insan varolussal bir güdünün sonucu olarak belki, hayatta kalmak sansini arttirabilmek icin galiba, kendi gibi olani, kendine benzeyeni, kendinden olani daha kolay ve daha cok seviyor. Bunu normal sart kabul edip, su kenara koyalim.

Ama son tahlilde düsmanimizla bile (en az) bir ortak yanimiz vardir: Insan olusumuz.

(Bi kaplan bize saldirabilir ama bunu kendi varolussal icgüdülerinden dolayi yapar, düsmanlik duygusundan degil, cizgi filmler bu konuda yaniltir, Shir Khan'in Mogli ile özel bir derdi yoktur. Dolayisiyla düsmanimiz daima bir insandir.)

Simdi, takip edebiliyor musun mantik cizgisini? Düsmanin en azindan insan olmasi acisindan seninle ortak bir paydayi paylasir, sana benzer, senin gibidir, sendendir. Insanligindan cikmis olabilir. Cok feci seyler yapiyor olabilir. O zaman bile öyledir. Özümüz fecilik degil, insan olmaktir cünkü. Sahip oldugumuz herseyden silkelendigimizde (feciligimiz dahil) geriye bi tek insan olusumuz kalir cünkü.

En azindan bunu yapabilir miyiz? "Düsman"in icindeki "uyuyan güzeli", insani sevebilir miyiz? Onun icin üzülebilir miyiz? Secimlerinden dolayi? Onun icin endiseye kapilabilir miyiz? Varacagi noktadan dolayi? Kendimize üzülür gibi, kendimiz icin endiselenir gibi?  Sevmek dedigin nedir ki sonucta? Yürek cirpintisi mi? Birak, "düsman"ini görünce kelebekler ucusmayiversin karninda. Gözlerin zaten parlayacak degil. Oksitoksin de salgilamazsin.  Bunlari beklemek cok fazla olur. Ikibin yillik cümlenin kastettigi de bu degildi sanirim. Yoksa devami "Size zulmedenler icin dua edin" diye gelmezdi.  Bize kötülük edenler icin, ortak insanligimiz icin,  üzülebilir miyiz, endise edebilir miyiz, dertlenebilir miyiz? Insan gibi davranabilir miyiz? Düsmanligimizi, "düsman"imizin insan olusundan dolayi hakki olan herseyi, her sart altinda korumak üzere, adabiyla yasabilir miyiz? Cünkü, evet, düsmanligin bile bir adabi vardir.

Cocugu öldügünde, örnegin, kendi cocugumuz ölmüs kadar üzülemeyiz sanirim. Ama onun, bizim cocugumuz ölse ne kadar üzüleceksek, en az onun kadar , en az o kadar üzüldügünü tahmin edebilir miyiz? Hissedebilir miyiz bunu? Cünkü, derler ki  Ruslar da sever cocuklarini ve zaten - insan olusa dahildir-  herkes sever cocugunu.

Bunu yapabilecegimi saniyorum.
En azindan bunu yapabilmemiz gerektigini saniyorum.
Bir tek bunu yapabilsek bile büyük fark yaratacagina inaniyorum.

Dipnot 1: Bu yazi, bir kavram olarak düsmanin ne oldugunu ve gercekligini  tartismaz; yazidaki bütün "düsman"lar, ben eklesem de , eklemesem de, tirnak icindedir.

Dipnot 2: Basligin yaziyla bir ilgisi yok. Bi sey deniyorum.


5 yorum:

Adsız dedi ki...

sizi ilgiyle epeydir düzenli okudugumu söylemenin ve de bir hayat isareti vermemin tam zamani galiba bugün.

Selamlar
Sara

hindiba dedi ki...

Merhaba Sara,
sevindim,
önceki bloga da yorum birakir miydiniz? Yoksa isim benzerligi mi?

funda dedi ki...

evren ve perdede yeni renk trendleri mi ??? dedim valla

hindiba dedi ki...

dedin di mi? :)
keske senin buralarda dolastigini da ben bilseydim, olmadi valla...

funda dedi ki...

aaa dolaşmammı bloglovinimde kayıtlı her yazdığını okuyorum :)