16 Ekim 2015 Cuma

keşke origami

Uzun zamandir 3sat'taki Scobel programini seyretmiyordum. Scobel (programi yayina hazirlayan ve sunan kisi) hep ilginc konular bulur. Bu kez konu "Muster des Lebens"(Yasamin desenleri, sekilleri) idi.

Programa eslik eden belgeselde (Der Origami-Code)  temel konu origamiydi. Origaminin veya genel olarak katlama sanatinin inanilmaz derinlikli bir arastirma alani oldugunu ögrendik. Katladiklari kompleks formlari önce bilgisayarda tasarlayan amatörleri, matematik ve enformatik gibi uzmanlastiklari konularda origaminin kullanim alanlari üzerine calisan iyi üniversitelerden bir takim profesörleri dinledik.

Dogadaki objeleri origami benzeri tekniklerle ve inanilmaz bir gercekcilikle tasarlayip katlayan Fransiz bir sanatciyla tanistik. Normalde origami sanatindan bilinen kimi katlama tekniklerinin icat degil kesif oldugunu, doganin inanilmaz yetenekli ve etkin bir katlama ustasi oldugunu ögrendik. Bitkilerden, hayvanlardan ve galaksilerden verilen örnekleri saskinlikla izledik. Harvard Üniversitesi'nden Hint asilli bir matematik profesörü kayin yapraklarinin kis tomucuklarinin icindeki katli durma tekniginin matematigini arastiriyordu; özel uzmanlik konusu buydu. Bir Alman origami ustasi  dogadaki "instant" katlama pattern'lerini arastiriyordu.

Yine Almanya'dan Katalan bir origami ustasinin odalar, duvarlar dolusu kitaptan olusan kisisel kütüphanesi bize katlama sanatinin sadece Japonya'da degil, tüm dünyada öteden beri insani mesgul eden harika hikayesini anlatiyordu.

Biri Avustralyali , bir Japon iki bilim insani mesafelerin aralarina girmesine izin vermeden internet üzerinden birlikte calisiyor, her türlü objenin önce matematik diline dökülüp, oradan katlama teknigine cevrilerek tek parca kagittan katlanmis bir kopyasini üretmenin mümkün oldugunu kanitliyorlardi.

Ucak endüstrisinde mühendisler hafif malzemeleri inanilmaz saglam ve stabil kilan teknikler ararken yaniti origamide buluyor, özel katlanmis pattern'ler sayesinde üzerinden bir tonluk  otomobil gectiginde zarar görmeyen son derece hafif ve esnek objeler üretebiliyorlardi. Ileri dönemde ucaklarin agirliginda %20-%30'luk azalma olabileceginden ve bunun cevre zararlisi ucak yakiti tüketimine de olumlu yansiyacagindan bahsediyorlardi.

Hokkaido Üniversitesi'nden genc bir Japon bilim insani insan bedenine katli sekilde sokulan ve damardaki daralma noktasina geldiginde acilan "origami" stendler üzerindeki calismalarindan bahsediyordu. Deprem bölgelerinde girilmeyecek noktalara katli seklinde girip orada kendi kendine acilabilecek ve canli arayacak mini robotlar üzerine calisan bir Ingiliz bilim adami bile vardi.


Icimde günlerdir uykuda olan bir yerin yeniden uyandigini hissettim. Darbe üstüne darbe almaktan hissizlesmis ve artik hicbir seye saglikli ve dogal tepki veremeyen bir yerde hislenme isaretleri farkettim. Kabuk üstüne kabuk baglayan bir yarada yasam izleri gördüm.

Bana iyi geldi.

Almanca bilmiyorsan bile izle, sana da iyi gelecek bence.

Bir de o soru ve o keske olmasaydi...

O soru: "Bir insan ömrünü neye vermeli?"

O keske: Herkesi kendi dogrumuzun hizasina cekme , gerekirse ölümüne hizaya cekme takintisi yerine, bu tür meraklar, takintilar gelistirseydik, ah keske okul cocuklari gibi olsaydik, ah keske origaminin dibine vursaydik, ah keske koni seklinde kivrilmis bir kagidin üzerine üc kilo kitap biraktigimizda kendiliginden olusan katlama formunun, derin, hayranlik verici basitligiyle sarsilabilen yanimiz diri olsaydi. Bütün bu insanlarin zamanlarini gecirdikleri, akillarini, fikirlerini ve yasam enerjilerini verdikleri konulari görmek kuvvetli bir aglama istegi yaratiyor bende. Origami belgeselleri sanirim sadece bazi cografyalardan gelenler üzerinde iste böyle tuhaf, duygusal etkiler yaratiyor.


Dipnot: Almanca "entfalten" da ne güzel sözcüktür. ent-falten. Katli olanin acilmasi. En cok da "yasam" sözcügünün yanina gelince güzellesiyor. "Sich enfaltendes Leben" örnegin. Kendi kendini acan, kisitli dar alandayken genisleyip yayilan, son noktasina dek potansiyelini aciga vurabilen yasam demek. Bugünlerde en eksigimiz bu.

Hepimize katmer katmer acilip dalga dalga yayilan bir dirilik, canlilik enerjisi diliyorum. Kalpten. Kalpten; cünkü bir kücücük bedene katlanip sigdigi halde acildiginda evrenlere sigmayan odur.

2 yorum:

Handan dedi ki...

Yazdım çizdim sildim. En sonunda haklısın demekten öteye gidemedim. Hele ki kalbi ne güzel anlatmışsın :)

hindiba dedi ki...

Sanirim bir yerden animsadim Handan. Tam yaziyi bitirirken küt diye cikan cümlelerden. Haa demek ki ben bütün yaziyi aslinda bunun icin yazmistim dedirtenlerden :)