7 Mayıs 2016 Cumartesi

Zorba



Nikos Kazancakis
Zorba

Filmini seyretmeden kitabini okumayi basardiklarimdan :)  Kiyidaki barakada yapilan basit ama sölenlere layik yemekler, sepet sepet kuru incirler, portakallar, sohbete eslik etsin diye közde kizartilan kestaneler, sahte erdemlerle öldürdügümüz dullar, malini acgözlülükle yagmalamak icin ölmesini zor bekledigimiz madamlar, ikiyüzlülükle dibine dek kullandigimiz inanclar ve ortalarinda danseden Zorba ve tam biterken "iki keklik bir kayada ötüyor"...ah ne kadar da bizdik, ne kadar da bizdik...

Kücük bir alinti...Okumayanlara tadimlik, okumuslara animsatma niyetine...

"Bir citte egildi ve mevsimin ilk yabani nergislerinden  kopardi. Uzun uzadiya, sanki ilk kez nergis görüyormus gibi bakti onlara, gözünü kapatip kokusunu icine cekti, icini cekti ve bana uzatti. 

'Insan bi bilse' dedi ' taslar, cicekler, yagmur ne diyor! belki sesleniyorlar, belki bizi cagiriyorlar ve biz, biz hic dinlemiyoruz artik. Ayni bizim seslendigimiz ve onlarin bizi duymadigi gibi. Insanoglunun kulaklari ne zaman acilacak? Gözlerimiz ne zaman acilacak?  Her seyi kucaklayan; cicekleri, yagmuru, insanlari kucaklayan kollar ne zaman acilacak?'

Severek okudum. Bu kitapta da entellektüelin bunaltisi yoktu. Hayir,  cünkü entellektüelin Zorbasi vardi :)

2 yorum:

Hüsra dedi ki...

dinlemiyoruz değil bence, duyamıyoruz. duymak için temiz ve saf olmak gerekiyor, " önyargısız", çocuk gibi masum...biz kirleneli çok oldu.

hindiba dedi ki...

evet, bence de duymamak. ama iste zorba öyle demis :)