25 Temmuz 2015 Cumartesi

Kölelik üzerine

Halil Cibran'in Secret of the Hearts / Kalbin Sirlari adli kitabindan Kölelik adli yazinin  büyük bir kismi... Orasini mi not alayim, burasini mi not alayim derken, bir  baktim ki epey bir paragraf, dur, cevirip bloga not alivereyim dedim kendime... Ingilizcesinden tam metni , okumak isteyenler icin örnegin burada...

KÖLELİK

Insanlar yasamin kölesidir. Kölelik günlerini sefalet ve  izdirapla doldurur, gecelerini aci ve gözyasiyla.

Ilk dogdugum günden bu yana yedi bin yil gecti. O günden beri kölelerin yasamlarini gözlüyorum, agir zincilerini nasil sürükleyerek tasidiklarini.

Isik ve gölge icinden gecerek Dogu'da ve Bati'da gezindim. Medeniyletlerin kalabaliklarini, nasil isiktan karanliga dogru hareket ettiklerini gördüm ve  hepsi köleligin boyundurugunda egilmis, asagilanmis ruhlar tarafindan cehenneme sürükleniyordu.  Güclüler kelepcelenmis ve zorlanmis, inanclilar dizleri üzerinde putlarina ibadet halinde. Insanlari Babil'den Kahire'ye, Ain Dur'dan Bagdat'a takip ettim, her yerde kumlarda zincirlerinin biraktigi izler dikkatimi cekti. Gelgec zamanin hüzünlü yankisini kesintisiz olarak kirlarda ve vadilerde duydum.

Tapinaklari ve kurban yerlerini ziyaret ettim, saraylara girdim ve tahtlarin önünde oturdum. Ciragin nasil zanaatkara kölelik hizmeti verdigini gördüm; zanaatkarin isverene, isverenin askere, askerin prense, prensin krala, kralin din adamina, ve din adaminin idolüne/putuna. Put seytan tarafindan balciktan yapilmisti ve bir tepenin basina dikilmisti.

Zengin evlerine girdim ve yoksul kulübelerine konuk oldum. Analarinin gögsünden köleligin sütünü icen kücük cocuklar buldum ve alfabeyle beraber köleligi ögrenen daha büyüklerini.

Kizlar kisitlama ve direncsizlik elbisesi giyerler, kadinlar gözyaslari icinde itaatin ve yerine getirilecek yükümlülüklerin dösegine geri cekilirler.

Ganj'in kiyilarindan, Firat'inkilere, Nil'in agzindan Asur düzlüklerine yüzyillara eslik ettim. Atina'nin savas alanlarindan, Roma'nin kiliselerine, Konstantinopel'in yoksul mahallelerinden, Iskenderiye'nin saraylarina... Ve köleligin hepsinin üzerinde zafer dolu ve hasmetli bir cehalet resmi gecidiyle nasil sürüklendigini gördüm. Insanlarin genc erkekleri ve kizlari bir putun ayaklarinda nasil kurban ettiklerini gördüm ve ona "Tanri" dediler. Sarap ve parfüm serptiler heykelin ayaklarina ve ona "Kralice" dediler. Putun resmi önünde tütsü yaktilar, ve ona "Peygamber" dediler. Putun önünde diz cökerek ibadet ettiler ve ona "Kanun" dediler. Idolleri icin savastilar ve öldüler ve ona "anavatan sevgisi" dediler. Kendilerini putun iradesine teslim ettiler ve ona "Tanri'nin yeryüzündeki gölgesi" dediler. Evler ve temeller yikildi ve buna "Kardeslik" adini verdiler. Idolleri icin mücadele ettiler, caldilar ve calistilar ve ona "Basari ve Mutluluk" adini verdiler. Idollerinin ugruna öldürdüler, ve buna "Sonsuzluk" dediler.

Putun bir cok adi vardir ama gercekligi tektir. Pek cok degisik görünümü vardir ama hammaddesi tektir. Gercekte o bir nesilden digerine miras birakilan sürekli  bir eziyettir.  

*
Kör köleligi buldum, insanlarin bugününü gecmislerine dügümlüyordu ve onlari geleneklere ve adetlere teslim olmaya zorluyordu ve böylece eski ruhlari yeni bedenlerde yasatiyordu.

Dilsiz köleligi buldum, bir adamin yasamini ondan nefret eden bir kadininkine bagliyordu ve bir kadinin bedenini nefret edilen bir adamin yatagina uzatiyordu ve böylece iki ruhu da yok ediyordu. 

Sagir köleligi buldum, kalp ve ruhu boguyordu ve insanlari bir sesin bos yankisina indirgiyordu ve bir bedenin acikli gölgesine ceviriyordu.

Aksak köleligi buldum, insanlarin boyunlarini zorbalarin egemenligi altinda egiyordu, güclü bedenleri ve zayif ruhlari güclerinin araci olsun diye acgözlülügun ogullarina teslim ediyordu.

Cirkin köleligi buldum, bir cocugun zihniyle genis semadan inen... Sıkıntıyla cehaletin, asagilanmayla umutsuzlugun birlikte oturdugu sefalet dolu bir evde. Cocuklar sefil birer insan olmaya büyürler, suclular olarak yasarlar ve reddedilen hor görülen yaratiklar olarak ölürler.

Sanat dolu köleligi buldum, seylere baska isimler veren... Kurnazliga anlamak, bosluga bilmek, zayifliga hassaslik ve korkakliga siddetli geri cevirme adini takar.

Tersine cevrilmis köleligi gördüm, zayiflarin dillerini hissettiklerinden baska türlü konusacaklari sekilde korku icinde kipirdatir. Kaderleri üzerine düsünürmüs gibi yaparlar ama bir cocugun bile katlayip asabilecegi bir cuval kadar bosturlar.

Egrilmis köleligi buldum, bir halki baska bir halkin adet ve yasalarinin altinda boyun egdirir ve egrilme her gecen gün daha fazladir.

Bitmez tükenmez köleligi buldum, suclularin masum ogullarini utanc ve rezillik ile yaftalayan.

Kölelik üzerine her kafa yoran iki gücün öne ciktigini görecektir: Süreklilik ve bulasma tehlikesi

...

Hiç yorum yok: