3 Ocak 2015 Cumartesi

Rafine şekerin gereksizliği ve zararları üzerine...

Henry Hobhouse'in 1985 tarihli "Seeds of Change. Five plants that transformed mankind" adli kitabinin seker kamisi ile ilgili bölümünden rafine sekerin gereksizligi ve zararlari hakkinda  özetler...

  • 16. yüzyila kadar bütün Avrupa tarihinde kisi basina düsen seker miktari (dikkat! tüm ömür boyunca) : 1 fiske !
  • Rönesans boyunca Avrupa'da kisi basina yillik seker tüketim miktari: 1 caykasigi
  • 1690-1790 arasi Avrupa'ya ithal edilen seker miktari 12 milyon ton! Yol actigi sömürü düzeni sebebiyle ayni sayida insanin da ölümüne yol aciyor. Bugün ayni miktarda (12 milyon ton seker) Avrupa'da bir yilda tüketiliyor. ("Bugün" dedigi 80'li yillar)  
  • Seker insan icin temel gida maddelerinden biri degil. Yasamsal önemi yok. Bir yarari yok. Ama bagimlilik yaratiyor.  17. yüzyildan itibaren üretimiyle kölelige yol acmisti. Bu gün tüketenleri kendine köle ediyor.
  • Seker kamisi Ortacag civari Hindistan ve Cin üzerinden Akdeniz'e ulastiginda Avrupa'da hic seker taninmiyor. Tatlandirma icin bal kullaniliyor. Fakat en azindan M.Ö 650'ye dek insanlar nasil bal üretilecegini de bilmiyor. Dogadaki yabani yasayan arilarin ürettigi bali topluyorlar. 
  • 1300'lerde seker kamisindan üretilen seker Ingiltere, Danimarka ve Isvec'e ulasiyor. Pazari Italyanlar ellerinde tutuyor. Ancak o kadar pahali ki ilac niyetine kullaniliyor. Ya da aci ilaclari tatlandirmak icin. (Dogu Avrupa ülkelerinin rafine sekerle tanismasi 19. yy.da seker pancarindan seker üretilmeye baslanmasina dek gerceklesmiyor.) 
  • Bu tarihsel sürecin ilk kismi. Bir noktada seker nadir tüketilir bir madde olmaktan cikip ciddi olarak bagimlilik yaratan , genel tüketilen bir maddeye dönüsüyor. Aslinda bütün bitkisel gidalar insan metabolizmasi tarafindan lif, nisasta ve sekere dönüstürülüyor. Nisasta ve seker meyve ve sebzelerin hepsinde bulunuyor ve insanlar rafine sekerden önce binlerce yil meyve ve sebzelerden elde edilen seker ve nisasta ile sorunsuz yasadilar. 
  • Saf (rafine) seker büyük miktarlarda tüketildiginde metabolizmayi allak bullak ediyor. Bir meyve yedigimizde , bunun diyelim ki %10'u fruktoz, %10'u glikoz ise, %80'i bir dizi uzun sindirim süreci ile sindirilmesi gereken baska bilesenler. Buna karsilik saf, beyaz seker kamisi veya sekerpancari sekeri yedigimizde sindirim sistemi daha az calisiyor. Normalde vücutta sürekli ama damla damla üretilip tüketilen enerji, rafine sekerde bir bahar taskini gibi olusuyor.  
  • Normalde vücutta nisastayi sekere ceviren enzimler var. Vücut sekeri düzenli olarak yüksek miktarlarla alinca bu enzimler salgilanmaz oluyor. Bu da gidalarla alinan lif ve nisastanin sindirilmesinde güclükler olusmasina yol aciyor. Bu sebeple insanlar zor sindirdikleri dogal gidalardan uzaklasarak, daha kolay sindirdikleri hazir, paket gidalara yöneliyorlar. Hazir gidalarda lif orani kismen tüketici talebiyle sistematik olarak azaltiliyor. Buradan beslenmede endüstriyel saf sekerin arttigi, lif oraninin azaldigi bir kisirdöngü ortaya cikiyor. 
  • Seker bagimlilarinda kilo , dis sorunlari, yetersiz beslenme (!) ortaya cikiyor. Cünkü seker vücuttan vitamin ve mineralleri cekiyor. Bagirsak kanserine sebep oluyor. Kanda insülin seviyesinin hizla dalgalanmasina yol aciyor. Bu da pankreasin oldukca agir calismasi demek. Vücut asiri/yetersiz insülin gidis gelislerine alisiyor ki, bu da psikolojik degil kimyasal bir bagimliliga yol aciyor. 
  • Ingiltere'de 18. yüzyildan itibaren gelisen anlamsiz beyaz ekmek sevgisinin kaynaginin artan rafine seker kullanimi oldugu tahmin ediliyor. Yüksek seker tüketiminde vücut tam undan üretilen ekmegi sindirecek enzimlerden yoksun kaldigi icin...  Öte yandan beslenmeyle yeterli miktarda lif alindiginda vücudun sekere karsi ihtiyaci ve "istegi" azaliyor. Eger kisi örnegin sabah kahvaltisinda tükettigimiz müsli gibi hem lifli, hem sekerden zengin gidalar alirsa, seker lifin bütün yararlarini sifirliyor.
  • 1800'lerde Ingiltere'de kisi basina yillik seker tüketimi 9 kilogram. Bu sirada undan elde edilecek esit miktarda enerjiyle karsilastirildiginda 5 kat daha pahali. Dolayisiyla seker sadece zenginlerin güc yetirdigi bir lüks maddesi. Beyaz ekmegin zenginligin mistik simgesi haline gelisinde sinif mücadelesinden cok biyokimyasal faktörler rol oynuyor denebilir.    

Hiç yorum yok: