Oslo'dan Utøya'ya ulasmak icin karayolunu kullanan polislerin sefi "uzun yillardir bir ulasim helikopteri talep edip duruyorduk, vermediler" demis. Özel timin adaya yeterince hizli ulasamama sebebi imis bu.
Yeterince hizla ulasilamayan bir baska yer var bence. Bütün bunlar o yüzden oldu.
Yasananlardan ders almayi seven insan aklinin bundan sonraki adimi, bütün dünyanin polis örgütlerini helikopterlerle mi donatmak olur, yoksa zihinleri ve kalpleri insan sevgisi, farkliligin kabulü, herkesi kendi göz hizasinda görebilme becerisi vb ile donatmak mi?
Merak eder dururum.
Birinci can kurtarir(di), dogru. Ikinci hem can kurtarir, hem kendini kaybedenleri...
25 Temmuz 2011 Pazartesi
4 Temmuz 2011 Pazartesi
Sögütlerdeki Rüzgar ( The wind in the Willows )
Der Wind in den Weiden.
Ingilizce orijinalinin adi The Wind in the Willows.
Ilk kez 1908 yilinda yayinlanan kitap Ingilizce cocuk edebiyatinin önde gelen kitaplarindan biri sayiliyormus. Ben cocukken okumamistim. Belki de henüz Türkce'ye cevrilmemisti o yillarda. Simdi bakinca internette Sögütlükte Rüzgar, Sögütlerdeki Rüzgar, Sögüt Agaclarindaki Rüzgar gibi isimlerle cesitli yayinevleri tarafindan yayinlandigini gördüm.
Her neyse,
bu kitabi ve özellikle yukarida kapak resmi görülen baskisini bir gün sincapla okuyabilmeyi istiyorum. Kitabin yazari Kenneth Grahame hikayenin ilk seklini ogluna anlattiginda, oglu dört yasindaymis. Belki bizim de ilgiyle okuyup dinleyecegimiz günler cok uzak degildir :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)