Rus ajani bazen sinirlerimi bozuyor. Bugün tren istasyona yanasirken ben de arka vagonlardan en öndekine dogru yanasmaktaydim. Yanindan gectigim koltuklarin birinde Rus ajanini gördüm. Ellerini Budist, Katolik kesisler veya Jedi sövalyeleri gibi (insanin 8-9 yasinda cocugu olunca benzetme haliyle Star Wars'tan da geliyor) montunun kollari icinden birbirine gecirmis, gözleri kapali "uyuyordu".
Az sonra trenin ilk kapisindan inerken onu görmedim, metro istasyonuna dogru yürürken de görmedim. Istasyona vardigimda peronda sanki dakikalardir oradaymis gibi bir durusla dikiliyordu yine!
Bazen tren-metro arasi yürüyüsünü görüyorum. Bir el cepte, pek sakin ve havali. Ama deri cantayi sıkıca tutan öbür elde dikkatli bakinca okunabilen bir telas var. Insan o eldeki telasi görmemis olsa tren istasyonunun üzerinde havada süzülerek metroya dogru uctugunu düsünebilir. Sadece trendeki kesis oturusunu ve metro peronundaki "ben coktan geldim, takiliyorum buralarda" durusunu görmüsse düsünebilir bunu.
Yine de bir sey farketmiyor. Yine de her gün ben ondan önceki metroya binip gidiyorum. Ister hizli yürüsün, ister havada süzülsün? Ne geregi var?
Iste bunu düsündürüp durdugu icin bana, kiziyorum.
Daha "Bayan Deri Sort"u, "Pürüzsüz"ü, "Bayan ve Golden Retriever"i, "Saat"i, "Stand insanlari"ni , "Cift"i anlatacagim. Bir türlü sira gelmiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder